Sonuçta küreselleşme gelir eşitsizliğini artırmamış olabilir

Bu hikayeyi dinleyin.
Daha fazla ses ve podcast’in keyfini çıkarın iOS Veya Android.

Tarayıcınız öğeyi desteklemiyor

Kdışarıda çalışmak Şaşırtıcı derecede zor olanı kim kazanır? Bazen servetlerini vergi makamlarından saklamaya çalışan çok zenginleri ve bazen yetkililerin panoları sallamasından şüphelenen çok fakirleri tespit etmek özellikle zordur. Ancak, COVID-19 salgını öncesinde hane halkı araştırmaları yoksulluk içinde yaşayan insan sayısında sürekli bir düşüş olduğunu ortaya koyuyordu. Dünya Bankası, 1990’da günde yaklaşık 2 milyar iken, 2019’da günde 2,15 doların altında gelirle yaşayan 659 milyon insanın olduğunu hesapladı.

Ancak bu ilerlemenin bir bedeli de vardı: Üyeleri yoksulluktan zar zor kurtulan ve tehlikeli bir şekilde şoklara maruz kalan, en zengin yüzde 1’lik kesim daha hızlı zenginleşen küresel bir “prekarya” ortaya çıktı. En azından kabul edilen bilgelik budur. İki ekonomist olan Thomas Piketty ve Gabriel Zucman’ın ortak projesi olan Dünya Eşitsizlik Veritabanı, en zenginlerin gelirlerini tahmin etmek için vergi verilerini diğer bilgi kaynaklarıyla birleştiriyor. Diğer ülkeler Batı’yı yakaladıkça ülkeler arasındaki eşitsizliğin azalmasına rağmen ülkeler içinde artmış olabileceğini buldular. Çinli ve Hintli seçkinler yurttaşlarına kıyasla ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Zenginliklerini vergi cennetlerinde saklamakla meşgul olan Amerikalı ve Avrupalı ​​plütokratlar da başarılı oldu.

Columbia Üniversitesi ve Federal Reserve’ün New York şubesinden ekonomistler Maxim Pinkovskiy, Xavier Sala-i-Martin, Kasey Chatterji-Len ve William Nober tarafından hazırlanan yeni bir makale bu imaja meydan okuyor. Araştırmacılar, gelir dağılımının farklı kısımlarındaki kişilerin gelirlerini olduğundan düşük tahmin etme olasılığını inceliyor. Fakirler ne kadar zengin olursa, zengin olma olasılıklarının da o kadar yüksek olduğunu buluyorlar. Düzenlemeler yapıldıktan sonra yoksulluk önceden düşünülenden daha hızlı düştü ve ülkeler içindeki eşitsizlik artmadı. Hatta biraz düşmüş bile olabilir.

Bu sonuca ulaşmak için yazarlar, bölgesel hane halkı araştırmalarından elde edilen gelir tahminleri ile aynı bölgenin gayri safi yurt içi hasılası arasındaki farkı inceliyorlar. Anketler bir bölgenin genel gelirinin resmi rakamlardan daha düşük olduğunu gösterdiğinde, bu daha fazla gelirin rapor edilmediğini gösteriyor. Araştırmacılar, bir bölge ne kadar zenginse aradaki farkın da o kadar genişlediğini buldu. Bay Sala-i-Martin bunun mantıklı olduğunu belirtiyor. Geçimlik bir çiftçi, küçük işletme sahibi veya pazar tüccarı haline geldikçe, daha karmaşık gelir akışları geliştirir ve vergi mükellefini aldatmak için daha fazla teşvike sahip olur.

Bu sonucun doğrulanması küreselleşmenin tarihini değiştirecek. Araştırmacılar, prekarya yerine “gerçek bir küresel orta sınıfın” ortaya çıktığı sonucuna varıyor. Üyeleri bir mali kriz veya bir salgın nedeniyle yeniden yoksulluğa itilmeyecek.

Ancak bu çalışma son söz olmayacak. Ekonomistler küresel eşitsizlikteki eğilimleri ve bunların ardındaki verilerin kalitesini onlarca yıldır tartışıyorlar. Dünyanın en zengin insanları söz konusu olduğunda, yeni çalışma, geri kalanlardan çok daha iyi performans gösterdiği düşünülen en zengin %1’den ziyade en zengin %10 hakkında daha fazla şey söylüyor. Çoğu makale gibi bu makale de diğer araştırmacıların karşı çıkabileceği varsayımlara dayanıyor. Küresel gelir dağılımını belirlemek bir şeydir; başkalarını doğru cevaba sahip olduğunuza ikna etmek başka bir şeydir.

Ekonomi, finans ve piyasalardaki en büyük haberlerin daha uzman analizi için, yalnızca abonelere özel haftalık bültenimiz Money Talks’a kaydolun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir